Firmanın daha önce alınan Kurul kararıyla değerlendirme dışı bırakıldığı gerekçesiyle itirazının reddedilmesi (D)

iş ortaklığının teklifi Kurul’un 23/02/2022 tarih, 2022/UY.II-298 sayılı ve 23/02/2022 tarih, 2022/UY.II-299 sayılı kararları ile değerlendirme dışı bırakıldığından bahisle davacının itirazen şikayet başvurusunun reddine karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı anlaşılmıştır.
Toplantı No: 2023/042
Gündem No: 31
Karar Tarihi: 16.08.2023
Karar No: 2023/MK-199

BAŞVURU SAHİBİ:
Özkar İnşaat San. Ve Tic.A.Ş.

İHALEYİ YAPAN İDARE:
İzmir Büyükşehir Belediyesi

BAŞVURUYA KONU İHALE:
2021/417030 İhale Kayıt Numaralı “Buca Onat Tüneli İkmal İnşaatı Ve (0+62,885 – 0+880,00) İle (3+450,00 – 4+200,00) Km Arası Bağlantı Yollarının Yapılması” İhalesi

KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:

KARAR:

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapılan 2021/417030 ihale kayıt numaralı “Buca Onat Tüneli İkmal İnşaatı ve (0+62,885 – 0+880,00) İle (3+450,00 – 4+200,00) Km Arası Bağlantı Yollarının Yapılması” ihalesine ilişkin olarak Özkar İnşaat San. ve Tic. A.Ş. itirazen şikayet başvurusunda bulunmuş ve Kurulca alınan 20.10.2021 tarihli ve 2021/UY.II-1908 sayılı karar ile “4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (b) bendi gereğince düzeltici işlem belirlenmesine,” karar verilmiştir.

Özkar İnşaat San. ve Tic. A.Ş. tarafından anılan Kurul kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davada, Ankara 18. İdare Mahkemesinin 03.02.2022 tarihli ve E:2021/2403, K:2022/207 sayılı kararı ile “…Bu itibarla, İzmir Büyükşehir Belediyesi Atık Yönetimi Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 08/10/2021 tarih ve 393884 sayılı işlemin bir örneği istenilmiş gönderilen söz konusu yazıda: “hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıkları geri kazanım tesisi izin belgesi” nde yer alan tesisin depo olarak kullanılamayacağının” açıkça ifade edildiği anlaşıldığından, davacının birinci iddiasının bu kısmı yönünden mevzuata uyarlık, diğer kısımı ile 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8. iddialar yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; dava konusu işlemin davacının iddialarının 1. İddiasının “hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıkları geri kazanım tesisi izin belgesinde yer alan yerin depo olarak kullanılacağı” kısmı yönünden iptaline, davacının diğer iddialar yönünden ise reddine, dava kısmen iptal kısmen ret ile sonuçlandığı…” gerekçesiyle  dava konusu işlemin davacının 1’inci iddiasının “hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıkları geri kazanım tesisi izin belgesinde yer alan yerin depo olarak kullanılacağı” kısmı yönünden iptaline diğer iddialar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca alınan 23.03.2022 tarihli ve 2022/MK-105 sayılı karar ile “1- Kamu İhale Kurulunun 20.10.2021 tarihli ve 2021/UY.II-1908 sayılı kararının 1’inci iddiasında yer verilen “…ancak belediye sınırları içindeki hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıkları geri kazanım tesisleri ile depolama sahalarına izin vermek ve gerektiğinde bu izni iptal etmekle il belediye mücavir alanı içerisinde il ve ilçe belediyeleri, büyük şehirlerde büyükşehir belediyeleri, büyükşehir belediyeleri dışında ise ilçe belediyelerinin sorumlu olduğu, 20.10.2021 tarihli ve 2021/UY.II-1907 sayılı Kurul kararı kapsamında başvuru sahibi İş Ortaklığı tarafından bahse konu tesise ilişkin olarak Makimsan Asfalt Taah. İnş. San. ve Tic. A.Ş.nin başvuru ekinde yer verdiği İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Atık Yönetimi Dairesi Başkanlığı verilen cevap yazısında, ihale üzerinde bırakılan istekli tarafından kazıdan çıkan hafriyatın nakli için kullanılacağının belirtildiği İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından Haydar Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti adına düzenlenmiş “Hafriyat Toprağı ve İnşaat/Yıkıntı Atıkları Geri Kazanım Tesisi İzin Belgesi”nde yer alan tesisin depo olarak kullanılamayacağının ifade edildiği, ihaleyi gerçekleştiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından şikayet başvurusuna verilen cevap yazısında söz konusu tesisin uygun bulunduğunun belirtildiği, ilgili tesise ilişkin ihaleyi yapan idarenin farklı bir biriminin vermiş olduğu karar ile ihaleyi gerçekleştiren biriminin vermiş olduğu kararın çelişkiye sebep olduğu, verilecek kararın ihalenin sonucuna etki edeceği anlaşıldığından, idarenin bu tesisin depolama amacıyla kullanılmasına ilişkin bir hukuki engel olup olmadığına ilişkin gerekli araştırmayı yaparak karar alması gerektiği sonucuna varılmıştır.” kısmı ile “… Sonuç olarak, yukarıda mevzuata aykırılıkları belirtilen işlemlerin düzeltici işlemle giderilebilecek nitelikte işlemler olduğu tespit edildiğinden, ihale üzerinde bırakılan istekli tarafından kazıdan çıkan hafriyatın nakli için kullanılacağının belirtildiği İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından Haydar Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti adına düzenlenmiş “Hafriyat Toprağı ve İnşaat/Yıkıntı Atıkları Geri Kazanım Tesisi İzin Belgesi”nde yer alan tesisin depo olarak kullanılıp kullanılamayacağına ilişkin idarece gerekli araştırma yapıldıktan sonra karar verilmesi,…” kısmının iptaline,

2- Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, 4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (b) bendi gereğince ihale üzerinde bırakılan Deha Altyapı Anonim Şirketi – Feza Taahüt Anonim Şirketi İş Ortaklığı’na ait teklifin değerlendirme dışı bırakılması yönünde düzeltici işlem belirlenmesine,” karar verilmiştir.

Ankara 18. İdare Mahkemesi’nin 03.02.2022 tarihli ve E:2021/2403, K:2022/207 sayılı kararına karşı Kurum tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine Danıştay Onüçüncü Dairesinin 09.05.2022 tarihli ve E:2022/1646, K:2022/1956 sayılı kararında “1)Temyize konu İdare Mahkemesi kararının, ihale üzerinde bırakılan Deha-Feza İş Ortaklığı tarafından kazıdan çıkan hafriyatın nakli için kullanılacağı belirtilen tesisin depo olarak kullanılamayacağına ilişkin iddia bakımından Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline yönelik kısmının incelenmesinden; Anayasa’nın 125’inci maddesinin dördüncü fıkrası ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2’nci maddesinin ikinci fıkrasında, idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, idari eylem ve işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği kurala bağlanmıştır.

4734 sayılı Kamu İhale Kanununun “İhalelere yönelik başvurular” başlıklı 54’üncü maddesinin birinci fıkrasında “İhale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden aday veya istekli ile istekli olabilecekler, bu Kanun’da belirtilen şekil ve usul kurallarına uygun olmak şartıyla şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusunda bulunabilirler.” kuralına yer verilmiş, ikinci fıkrasında, şikâyet ve itirazen şikâyet başvurularının, dava açılmadan önce tüketilmesi zorunlu idari başvuru yolları olduğu; anılan Kanun’un 57’nci maddesinde ise, şikâyetler ile ilgili olarak Kurum tarafından verilen nihai kararların Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde dava konusu edilebileceği kurala bağlanmış; 53’üncü maddesinin (b) bendinde ise, “İhalenin başlangıcından sözleşmenin imzalanmasına kadar olan süre içerisinde idarece yapılan işlemlerde bu Kanun ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun olmadığına ilişkin şikâyetleri inceleyerek sonuçlandırmak” Kamu İhale Kurumu’nun görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.

2577 sayılı Kanun’un 2’nci maddesinde idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu ve idari mahkemelerin idari eylem ve işlem niteliğinde yargı kararı veremeyecekleri kurala bağlandığından, idari işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği açıktır.

Hukuka uygunluk denetimi, yürütme ve idarenin işlem ve eylemlerinin kanunlara şekil ve esas yönünden aykırı olup olmadığının araştırılıp saptanmasından ibarettir. Öte yandan, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceğine ilişkin kural, yargısal denetim yetkisinin yürütme ve idare üzerinde salt ve genel olarak varlığını ve işlerliğini kabul etmekte; sadece bu yetkinin kullanılması sonucunda, yargı merciinin, denetlenen organ ve makamın yapabileceği işlem ve eylemin yerini tutabilecek veya yürütme ve idarenin bu işlem ve eylemleri başlangıçta ya da hükümden sonra tesis etmesinde var olan takdir yetkisini kaldıracak, yani tamamen yadsıyacak bir karar vermesini yasaklamaktadır. Yargı yerleri takdir yetkisi içersin veya bağlı yetki olsun, yürütme ve idarenin yaptığı ya da yapması gereken bir işlem ve eylemi hüküm olarak kararlaştıramayacaktır. Her çeşit uyuşmazlıkta yargı kararının idarî işlem yerine geçirilmesi yasaklanmıştır (DURAN Lutfi İdari İşlem Niteliğinde Yargı Kararlarıyla Vergi Davalarının Çözümü (I), Amme İdaresi Dergisi, Cilt: 20, Sayı: 4, Aralık 1987, s. 5-9).

4734 sayılı Kanun’a göre ihale süreci ile ilgili olarak idari davaya konu olabilecek işlemin kural olarak, ihalenin başlangıcından sözleşmenin imzalanmasına kadar olan süre içerisinde ihale makamı tarafından yapılan işlemlere karşı, Kanun’da öngörülen usullere göre, ihaleyi gerçekleştiren idareye yapılacak şikâyet başvurusundan sonra, Kamu İhale Kurumu’na yapılacak itirazen şikâyet başvurusu sonucu Kurul tarafından tesis edilecek işlem olduğu açıktır. Başka bir anlatımla, dava açılmadan önce zorunlu başvuru yolları olan şikâyet ve itirazen şikâyet başvurularının tüketilmesi ve nihaî olarak Kurul tarafından alınan kararın dava konusu edilmesi gerekmektedir.

Dava konusu Kurul kararı incelendiğinde, itirazen şikâyet başvurusundaki ihale üzerinde bırakılan iş ortaklığı tarafından kazıdan çıkan hafriyatın nakli için kullanılacağı belirtilen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından Haydar Madencilik adına düzenlenen “Hafriyat Toprağı ve İnşaat/Yıkıntı Atıkları Geri Kazanım Tesisi İzin Belgesi”nde yer alan tesisin depo olarak kullanılamayacağına ilişkin iddiaya yönelik olarak, ihaleyi gerçekleştiren idarece gerekli araştırma yapıldıktan sonra karar verilmesi ve bu aşamadan sonraki işlemlerin mevzuata uygun olarak yeniden gerçekleştirilmesi gerektiği yönünde düzeltici işlem belirlenmesine karar verildiği, söz konusu tesisin depo olarak kullanılıp kullanılamayacağına yönelik olarak Kurul tarafından herhangi bir inceleme yapılmadığı, temyize konu Mahkeme kararında ise, ihale üzerinde bırakılan Deha-Feza İş Ortaklığı’nın aşırı düşük teklif açıklamasının söz konusu iddia bakımından mevzuata uygun olmadığı değerlendirilerek buna ilişkin gerekçeye yer verildiği görülmektedir.

Kamu İhale Kurumu’nun sahip olduğu görev ve yetkinin icrası kapsamında, ihale sürecine ilişkin itirazen şikâyet başvuruları üzerine tesis edilen Kurul kararlarının idari işlem niteliğinde olduğu ve aktarılan mevzuat kuralları uyarınca idarî işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, temyize konu Mahkeme kararında, ihale üzerinde bırakılan iş ortaklığının aşırı düşük teklif açıklamasının mevzuata uygun olup olmadığına ilişkin olarak, henüz Kurul tarafından inceleme konusu yapılmayan bir hususun esasına yönelik gerekçeye yer verilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.

Öte yandan, aktarılan mevzuat uyarınca, itirazen şikâyet başvurusu üzerine, şikâyet konusu edilen ihale işlemlerinin ihaleyi gerçekleştiren idarece mevzuata uygun şekilde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin Kamu İhale Kurumu tarafından inceleneceği ve gerekli incelemeler yapıldıktan sonra bir sonuca varılarak Kurulca bu konuda karar verileceği açıktır. Nitekim itirazen şikâyet başvurularının incelenmesi sürecinde gerekli araştırma ve yazışmaların yapılabilmesine imkân sağlamak için, 4734 sayılı Kanun’un 53’üncü maddesinin (b) bendinde açıkça, Kurum’un görevlerinin yerine getirilmesinde resmi ve özel bütün kurum, kuruluş ve kişilerden belge, bilgi ve görüş isteyebileceği; belge, bilgi ve görüşlerin istenilen süre içinde verilmesinin zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır.

2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen “ivedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı kurala bağlanmıştır. 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesinin gerekçesinde, “idari yargıda davaların tümü aynı usul takip edilmek suretiyle sonuçlandırılmaktadır. Ancak idari davaların bazıları, niteliği itibarıyla diğerlerinden farklıdır. Bu tür davaların geciktirilmeksizin karara bağlanması gerekmektedir. Bu bakımdan, gecikerek karar verilmesinde hem idare hem de davacılar bakımından katlanılması zor ya da imkânsız sonuçlar doğuracak sınırlı sayıdaki dava türünün, diğerlerine göre daha ivedi bir şekilde sonuçlandırılması gerekmektedir. Yargısal sürecin, süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale, özelleştirme, acele kamulaştırma uyuşmazlıklarından kaynaklanan bazı davaların ivedilikle sonuçlandırılmaması hâlinde, hukuki belirsizlik doğmasına neden olunmaktadır. Madde ile Avrupa örneklerinde olduğu gibi idari yargılamaya ivedi yargılama usulü kurumu kazandırılmaktadır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

2577 sayılı Kanun’a ivedi yargılama usulünün eklenmesine ilişkin Kanun gerekçesinde, yargısal sürecin süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale uyuşmazlıklarının ivedi yargılama usulüne tâbi kılındığı vurgulanmıştır. Kanun koyucunun ihale işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların kısa sürede sonuçlanmasını amaçladığı görülmektedir. Kamu ihale Kurulu tarafından, gerekli araştırmaların ihaleyi gerçekleştiren idarelerce yapılması yönünde karar verilmesinin ihaleye ilişkin uyuşmazlık sürecini uzatacağı, bunun da kanun koyucunun amacına aykırı olduğu açıktır. Ayrıca, dava açılmadan önce tüketilmesi zorunlu başvuru yolu olan itirazen şikâyet başvurularına ilişkin sürecin bu şekilde uzaması, başvurucuların mahkemeye erişimini de geciktirecek ve güçleştirecektir. idari yargıda dava açmadan önce tüketilmesi zorunlu olan idari başvuru yolları, davanın açılmasının uzun ve belirsiz bir süreyle gecikmesine yol açmamalıdır. Nitekim Avrupa insan Hakları Mahkemesi (AiHM) Janosevic V. isveç kararında, başvurucunun idari yargı mercilerinde dava açabilmesi için öngörülen “vergi dairesinin kararının gözden geçirilmesi için yeniden vergi dairesine başvurma” koşulu sebebiyle yapılan idari başvuruya ancak üç yıl sonra cevap verilmesini mahkemeye erişim hakkının ihlâli olarak değerlendirmiştir.

Bu itibarla, itirazen şikâyet başvurularını inceleyerek sonuçlandırmakla yükümlü olan Kurulca, ihale üzerinde bırakılan iş ortaklığı tarafından kazıdan çıkan hafriyatın nakli için kullanılacağı belirtilen izmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından Haydar Madencilik adına düzenlenen “Hafriyat Toprağı ve inşaat/Yıkıntı Atıkları Geri Kazanım Tesisi izin Belgesi”nde yer alan tesisin depo olarak kullanılamayacağına ilişkin iddiaya yönelik olarak ihaleyi gerçekleştiren idarece gerekli araştırma yapıldıktan sonra karar verilmesi ve bu aşamadan sonraki işlemlerin mevzuata uygun olarak yeniden gerçekleştirilmesi gerektiği gerekçesiyle düzeltici işlem belirlenmesine karar verilmesinde hukuka uygunluk, dava konusu işlemin bu kısım bakımından iptali yönündeki idare Mahkemesi kararında ise sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.” ifadelerine yer verilmiş, bu karar üzerine alınan 24.08.2022 tarihli ve 2022/MK-277 sayılı Kurul kararı ile “1- Kamu ihale Kurulunun 23.03.2022 tarihli ve 2022/MK-105 sayılı sayılı kararının iptaline, 2- Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, 20.10.2021 tarihli ve 2021/UY.II-1908 sayılı karar içeriğinde yer verilen “ihale üzerinde bırakılan istekli KAMU İHALE KURULU KARARI Toplantı Tarihi : 24.08.2022 Karar No : 2022/MK-277 tarafından kazıdan çıkan hafriyatın nakli için kullanılacağının belirtildiği İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından Haydar Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti adına düzenlenmiş “Hafriyat Toprağı ve İnşaat/Yıkıntı Atıkları Geri Kazanım Tesisi İzin Belgesi”nde yer alan tesisin depo olarak kullanılamayacağı” iddiasının esasının incelenmesine geçilmesine,…” karar verilmiştir.

Bu karar üzerine Kurulca alınan 14.09.2022 tarihli ve 2022/UY.II-1106 sayılı karar ile “ 4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (c) bendi gereğince itirazen şikayet başvurusunun reddine” karar verilmiştir.

Davacı Özkar İnşaat San. ve Tic. A.Ş. tarafından anılan Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, Ankara 6. İdare Mahkemesinin 27.0.2023 tarihli ve E:2022/2259, K:2023/169 sayılı kararı ile “…Bu durumda, her ne kadar ihale üzerinde bırakılan Deha Altyapı Anonim Şirketi-Feza Taahhüt Anonim Şirketi İş Ortaklığı’nın açıklamalarına dayanak teşkil eden tesisin geri kazanım tesisi niteliğinde olduğu ve Bakanlık görüşü çerçevesinde ihaleye konu işte çıkacak hafriyatın nakli ve depolanmasına uygun nitelikte olmadığı değerlendirildiğinden aşırı düşük teklif açıklamasının reddi gerektiği sonucuna varılmış olmasına karşın daha önce aynı gerekçeyle anılan isteklinin teklifinin 23.02.2022 tarih, 2022/UY.II-298 sayılı ve 23.02.2022 tarih, 2022/UY.II-299 sayılı Kurul Kararları ile değerlendirme dışı bırakıldığı gerekçesiyle itirazen şikayet başvurusunun reddine kadar verilmiş ise de, Ankara 16. İdare Mahkemesi’nin yukarıda anılan kararlarında Deha Altyapı Anonim Şirketi-Feza Taahhüt Anonim Şirketi İş Ortaklığı tarafından kazıdan çıkan hafriyatın nakli için kullanılacak olan tesis hakkında BFİ.047 “Kazının Depoya Nakli” iş kaleminin birim fiyat tarifinde yer verilen “Tünel içi ve dışında yapılan tüm kazıların ve geçici dolguların idarece belirtilen “Hafriyat Toprağı Sahaları”na nakli, döküm…” faaliyetinin yahut anılan iş kalemi için hazırlanan analizde belirtilen “Hafriyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atıkları bertaraf…” faaliyetinin gerçekleştirilmesine uygun bir tesis olmadığına ilişkin herhangi bir veri bulunmadığı gibi davalı idarece gerçekleştirilen yazışmalar sonucunda, anılan tesisin hafriyat toprağı ile inşaat ve yıkıntı atıklarının karıştırılmadan yönetilmesine elverişli alt yapısının ve farklı alanlarının bulunmadığına dair açık, net ve somut herhangi bir tespitin de mevcut olmadığının belirtildiği anlaşıldığından, itirazen şikayet başvurusunun reddine ilişkin dava konusu Kurul Kararı’nda hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davanın reddine,…” davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı Özkar İnşaat San. ve Tic. A.Ş.  tarafından anılan Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Onüçüncü Dairesinin 18.05.2023 tarihli E:2023/1048, K: 2023/2518 sayılı kararında “…İdare Mahkemesi’nce, Kurul’un 23/02/2022 tarih, 2022/UY.II-298 sayılı ve 23/02/2022 tarih ve 2022/UY.II-299 sayılı kararlarına karşı açılan davalarda Ankara 16. İdare Mahkemesi’nin 21/09/2022 tarih, E:2022/1112, K:2022/1695 sayılı ve 21/09/2022 tarih, E:2022/731, K:2022/1694 sayılı kararları ile anılan Kurul kararlarının iptaline karar verildiğinden bahisle davacının itirazen şikayet başvurusunun reddine ilişkin dava konusu Kurul kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmekte ise de, İdare Mahkemesi tarafından karara dayanak olarak alınan Mahkeme kararlarının Dairemizin 06/02/2023 tarih, E:2022/4401, K:2023/396 sayılı ve 06/02/2023 tarih, E:2022/4403, K:2023/397 sayılı kararları ile bozulduğu ve davaların reddine karar verildiği, bu nedenle Kurul’un 23/2/2022 tarih, 2022/UY.II-298 sayılı ve 23/02/2022 tarih ve 2022/UY.II-299 sayılı kararlarının halen ayakta olduğu ve anılan kararlarda yer alan tespitlerin hukuka uygun olduğu anlaşılmaktadır.

Bu durumda, itirazen şikâyet başvurusu üzerine Kurulca, idare tarafından düzeltme yapılması yoluyla giderilebilecek ve ihale sürecinin kesintiye uğratılmasına gerek bulunmayan durumlarda düzeltici işlem belirlenmesine karar verileceği dikkate alındığında, dava konusu Kurul kararında yapılan değerlendirmede, ihale üzerinde bırakılan müdahillerin oluşturduğu iş ortaklığının aşırı düşük teklif açıklamalarına dayanak teşkil eden tesisin geri kazanım tesisi niteliğinde olduğu, ihaleye konu işte çıkacak hafriyatın nakli ve depolanmasına uygun nitelikte olmadığı gerekçesiyle müdahillerin oluşturduğu iş ortaklığının aşırı düşük teklif açıklamalarının reddedilerek değerlendirme dışı bırakılması ve bu aşamadan sonraki ihale işlemlerinin mevzuata uygun olarak yeniden gerçekleştirilmesi gerektiği ancak müdahillerin oluşturduğu iş ortaklığının teklifi Kurul’un 23/02/2022 tarih, 2022/UY.II-298 sayılı ve 23/02/2022 tarih, 2022/UY.II-299 sayılı kararları ile değerlendirme dışı bırakıldığından bahisle davacının itirazen şikayet başvurusunun reddine karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı anlaşılmıştır.

Bu itibarla, itirazen şikâyet başvurusunun reddine dair dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk, davanın reddine ilişkin Mahkeme kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;

2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin 27/01/2023 tarih ve E:2022/2259, K:2023/169 sayılı kararının BOZULMASINA,

3. DAVA KONUSU İŞLEMİN İPTALİNE,

” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle;

1- Kamu İhale Kurulunun 14.09.2022 tarihli ve 2022/UY.II-1106 sayılı kararının iptaline,

2- Anılan Danıştay kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, düzeltici işlem belirlenmesine


   Oybirliği ile karar verildi.